61- Sırat ve Şefaat
1. Hz. Aişe
- - (-)
28997- Hz. Aişe der ki:
"Ey Allah'ın Resulü! Yer başka bir yere, gökler de başka göklere
dönüştürülüp bir ve Cebbar olan Allah'ın huzuruna çıkarıldıkları gün insanlar
nerede olacaktır?" diye sorduğumda: ''Sırat'ın üzerinde'' karşılığını
verdi.
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim
(2791), Tirmizi (3121) ve İbn Mace (4279) rivayet ettiler.
21610 (3)'te tekrar
etmiştir.
2. Ebu Said el-Hudri
- - (-)
28998 (1)- Süleyman b.
Amr b. Abd el-Utvari -ki Leys oğullarındandır ve Ebu Said'in himayesinde olan
bir yetimdir. Abdullah b. Ahmed der ki:
"Babamın bana
dediğine buradaki Süleyman b. Arın, Ebu Said' den rivayetlerde bulunan
Ebu'l-Heysem'dir-, Ebu Said'den bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: ''Sırat köprüsü cehennemin üzerine kurulur.
üzerinde de sa'dan denilen dikenlere benzeyen kılçıklar da bulunur. Sonrasında
insanlar bunun üzerinden geçmeye başlarlar. Bunlardan kimisi sağ salimı kimisi
yüzü tırmalanmış bir şekilde karşıya geçerken kimisi de tepe taklak aşağıya
düşer.
Allah kullarının hesap
işlerini bitirdikten sonra müminler dünyadayken kendileri gibi namaz kılan,
zekat verenı oruç tutan, hacceden ve gazvelere katılan bazılarının yanlarında
olmadığını görürler. ''Rabbimiz! Dünyadayken bizimle beraber olanı bizim gibi
namaz kılanı bizim gibi zekatını verenı bizim gibi oruçlarını tutan ve bizim
gibi savaşlara katılan bazı kullarını neden burada göremiyoruz?'' diye
sorduklarında Allah: ''Cehenneme gidin ve onlardan bulduklarınızı oradan
çıkartın'' buyurur. Gittiklerinde o kişilerin amelleri oranınca ateşin içinde
olduklarını görürler. Ateş kiminin ayaklarına, kiminin kaval kemiklerine,
kiminin dizlerine, kiminin göbeğine, kiminin göğsüne, kiminin de boğazına kadar
ulaşmış ancak yüzlerine vurmamıştır. Onları alıp Hayat Suyuina atarlar.''
Oradakiler: "Ey
Allah'ın Resulü! Hayat Suyu nedir ki?" diye sorduklarında, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Cennet ahalisinin yıkandığı sudur'' buyurdu ve
şöyle devam etti: ''Bunlar o suda yıkandıktan sonra selin taşıdığı tohumların
bitmesi gibi yeniden biterler. Daha sonra peygamberler, Allah'tan başka ilah
olmadığına samimi bir şekilde şehadet eden herkese şefaatte bulunur ve onları
cehennemden çıkarırlar. Daha sonra Allah, rahmetiyle cehennemdekilere şefkat
eder ve içinde ufacık da dahi olsa iman bulunanları oradan çıkarır. ''
[Sahih]
Diğer tahric: İbn Mace
(4280) rivayet etti.
28999 (2)- Ebu Said
el-Hudri der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın
Resulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz?" diye sorduğumuzda, Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bulutsuz bir günde güneşi görmenize
herhangi bir engel var mı ?'' diye sordu. "Yok" dediğimizde: ''Peki,
bulutsuz ve mehtaplı bir gecede Aylı görmenize herhangi bir engel var mı?''
diye sordu. "Yok" dediğimizde de şöyle buyurdu: ''İşte siz de onu bu
şekilde göreceksiniz. Kıyamet gününde Allah tüm insanları tek bir yerde
topladıktan sonra dünyadayken Güneş'e tapanlar onun peşine takılır ve birer
birer cehennemin içine düşerler. Dünyadayken Ay'a tapanlar onun peşine takılır
ve birer birer cehennemin içine düşerler. Dünyadayken puta tapanlar onların
peşine takılır ve birer birer cehennemin içine düşerler. Bu şekilde Allah
dışında tapılan ne varsa ona tapanlar cehennemin içine dökülürler. ''
Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Geriye münafıklarıyla birlikte bu ümmet ve
Ehl-i Kitab'dan az bir kesim kalır'' buyurdu ve eliyle Ehl-i Kitab'dan
olanların az olduğunu gösterdi. Sonra şöyle devam etti: "Allah yanlarına
gelir ve: ''Siz neden kulluk ettiklerinizin peşinde gitmediniz?'' diye sorar.
''Biz Allah'a kulluk ederdik ve henüz onu göremedik'' derler. O sırasa Allah
nurunu gösterince daha önce Allah'a secde eden ne kadar kişi varsa hepsi de
secdeye kapanır. Daha önce gösteriş ve riya olarak secde edenler ise sırtüstü düşerler.
Daha sonra cehennemin üzerine Sırat kurulur. İki tarafında da peygamberler:
''Allahım! Sağ salim geçir! Sağ salim geçir! Allahım! Sağ salim geçir! Sağ
salim geçir!'' derler. Sırat ta son derece kaygandır, üzerinde de çengel ve
kancalar vardır. ''
-Ravi Abdurrahman der
ki: "Belki de Zeyd ''Bu kancalar geçen insanlara takılır'' ifadesini de
kullanmıştı. - Sonrasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yine
Necd'de adına sa'dan dikeni denilen bir çeşit diken de çıkar'' buyurdu ve bu
dikenin nasıl bir şeyolduğunu bize tarif etti. Sonra şöyle devam etti:
"Sıra(tan ilk
olarak da ben ve ümmetim geçeceğiz. Müminlerden kimisi şimşek hızında, kimisi
rüzgar hızında, kimisi yarış atları gibi, kimisi deveye binmiş gibi geçip
giderler. Bunlardan kimisi sağ salim bir şekilde, kimisi tırmalanmış, derisi
yırtılmış bir şekilde geçerken, kimileri de cehennem ateşine üst üste düşerler.
Bu şekilde nihayetinde müminler ateşten kurtulmuş olurlar. Canım elinde olana
yemın olsun ki içinizden birinin hakkı olanı elde etmek için yalvarması,
müminlerin kıyamet gününde ateşte olan kardeşleri için Allah'a yalvarmalarından
daha şiddetli olamaz. ''Rabbimiz! Onlar da bizimle cihada çıkar, umre yapar ve
haccederlerdi. Bugün neden biz kurtulurken onlar helak oldu'' dediklerinde
Allah onlara: ''Kalbinde bir dinar ağırlığı dahi olsa iman bulunan kişileri
bulup oradan çıkartın'' buyurur. İmanı bu kadar olanlar bulunup cehennemden
çıkarılır. Sonra Allah: ''Kalbinde bir kırat ağırlığı dahi olsa iman bulunan
kişileri bulup oradan çıkartın'' buyurur. İmanı bu kadar olanlar da bulunup
cehennemden çıkarılır. Sonra: ''Kalbinde hardal tanesi kadar dahi olsa iman
bulunan kişileri bulup oradan çıkartın'' buyurur. İmanı bu kadar olanlar da
bulunup cehennemden çıkarılır. 'i
Bu sözlerime dair
"Hardal tanesi kadar olsa bile yapılanı ortaya koyarız. Hesap gören olarak
biz yeteriz"[Enbiya 47] ayeti de aramızda hakem olsun.
Sonrasında Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Cehennemden çıkarılanlar götürülüp adına
''Hayat Suyu'' denilen bir suya atılırlar. Atıldıktan sonra selin taşıdığı
tohumların bitmesi gibi yeniden biterler. Güneş gören bitkilerin yeşil, gölgede
olan bitkilerin ise sarı olduğunu görmez misiniz?" buyurdu. "Ey
Allah'ın Resulü! (Bunu bildiğine göre) sanki koyun gütmüş gibisin"
dediklerinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Evet, zamanında koyun
güttüm'' buyurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari,
Fethu'l-Bari 13/419 (7437) ve Müslim, iman 11167 (183) rivayet ettiler.
29000 (3)- Ebu Said
el-Hudri der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
''İnsanlar cehennem köprüsüne (Sıra(a) sürülürler. Bu köprünün de üzerinde
insanlara takılan kılçıkları kanca ve çengeller olur. Bazıları bu köprünün
üzerinden şimşek hızında, bazıları rüzgar hızında, bazıları yarış atı hızında,
bazıları koşarak, bazıları yürüyerek, bazıları emekleyerek, bazıları da
sürünerek geçerler. Cehennemlik olanlar ne ölür ne yaşarları ikisi arasında
kalırlar. Bazıları günahlarından dolayı yanıp kömüre dönüştükten sonra Allah
onlar için şefaate izin verir. Bunun ardından grup grup alınıp bir ırmağın
içine atılırlar. Atıldıktan sonra selin taşıdığı tohumların bitmesi gibi
yeniden biterler.''
Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Semer otunu bilir misiniz? (Yandıktan sonra
öyle bir hal alırlar '' buyurdu ve şöyle devam etti: ''Cehennem yolu üzerinde
üç ağaç vardır. Kişi (şefaatle) cehennemden çıkarken kenarına geldiği zaman:
''Rabbim! Beni cehennemden uzaklaştır yeter!'' der. Allah: ''Benden başka bir
şey istemeyeceğine dair söz ve ahid verirsen yaparım'' karşılığını verip onu
ateşten uzaklaştırır. Bu kişi devam edip ağaçlardan birini görünce: ''Rabbim!
Beni bu ağaca yaklaştır ki altında gölgeleneyim ve meyvelerinden yiyeyim'' der.
Allah: ''Benden başka
bir şey istemeyeceğine dair söz ve ahid verirsen yaparım'' karşılığını verip
onu ağaca yaklaştırır. Adam o ağaçtan daha güzel bir ağaç görünce: ''Rabbim!
Beni şu ağaca götür ki altında gölgeleneyim ve meyvelerinden yiyeyim'' der. Allah:
''Benden başka bir şey istemeyeceğine dair söz ve ahit verirsen yaparım''
karşılığını verip onu o ağaca götürür. Adam üçüncü ağacı görünce: ''Rabbim!
Beni şu ağaca götür ki altında gölgeleneyim ve meyvelerinden yiyeyim'' der.
Allah: ''Benden başka bir şey istemeyeceğine dair söz ve ahit verirsen
yaparım'' karşılığını verip onu o ağaca götürür. Daha sonra bir insan topluluğu
görüp seslerini işitir ve: ''Rabbim beni cennete sok!'' demeye başlar. ''
Ebu Nadra der ki:
"Aynı hadisi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından başka
biri de (Ebu Hureyre) rivayet etmiştir. Ancak bu adamın cennete girdikten sonra
kendisine verileceği nimetler konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. Zira biri bu
kişiye dünyanın iki katı kadarı nimet verileceğirıi söylerken, diğeri dünyanın
yanında on katı kadar daha nimet verileceğirıi söyledi."
[Sahih]
Diğer tahric: Nesai
es-Sünenu'l-kübra'da (11264) ve Hakim (4/584) rivayet ettiler.
29001 (4)- Ebu Said
el-Hudri der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İnsanlar
cehennem köprüsünden (Sırahan) geçerler ... Her iki tarafında da: ''Allahım!
Sağ salim geçir! Sağ salim geçir!'' diyen melekler bulunur.''buyurdu. Sonra:
''Sel'in taşıdığı çerçöp içinde çıkan otu bilir misiniz.'' buyurdu. Sonra şöyle
devam etti: ''Cehennemlik olan ve orada kalacaklara gelince... '' Sonrasında ravi söz konusu hadisi aktarır.
[Sahih]
29002 (5)- Ebu Said
el-Hudri der ki: Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} şefaatten bahsedip
şöyle buyurdu: ''İnsanlar cehennem köprüsüne (Sırata) sürülürler. Bu köprünün
üzerinde insanlara takılan kılçıklar ve kancalar vardır. Her iki tarafında da:
''Allahım! Sağ salim geçir! Sağ salim geçir!'' diyen melekler bulunur ... ''
Sonrasında ravi söz konusu hadisi aktarır.
[Sahih]
3. Ebu Said el-Hudri
- - (-)
29003- Ebu Said
el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} şöyle
buyurmuştur: ''Kıyamet gününde müminler cehenneme girmekten kurtuldukları zaman
cehennem ile cennet arasında bulunan bir kemere ulaşırlar. Orada dünyadayken
birbirlerini yaptıkları haksızlıklardan dolayı birbirlerine bu hakları öderler.
Bu şekilde günahlardan arınıp temizlendikten sonra da cennete girmelerine izin
verilir. Canım elinde olana yemin olsun ki her biri cennetteki evini,
dünyadayken kendi evini bulmasından daha kolay bir şekilde bulur. ''
[Sahih]
21512 (1)'de tekrar
etmiştir.
4. Ebu Bekre
- - (-)
29004- Ebu Bekre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Kıyamet günü insanlar Sırat köprüsüne doğru sürülürler.
Kelebeklerin ateşe üşüşmesi gibi de insanlar köprünün her iki tarafından ateşe
düşmeye başlarlar. Ancak Allah rahmetiyle onlara şefkat eder. Bundan dolayı da
meleklerin, peygamberlerin ve şehitlerin şefaat etmelerine izin verir. Onlar da
şefaat eder, cehennemden insanları çıkarırlar.''
Amın başka bir defasında
rivayet ederken: ''Bir daha şefaat edince zerre miktarı dahi olsa kalbinde iman
bulunan herkesi cehennemden çıkarırlar'' ilavesini yapmıştır.''
[Hasen]
Diğer tahric: İbn Ebi
Şeybe 8/104 (77) ve Taberani, M. es-Sağir 2/334 (911) rivayet ettiler.
5. Ebu Said
- - (-)
29005- Ebu Said'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
''Kıyamet gününde müminler cehenneme girmekten kurtulup cezadan yana güvene
erdikleri zaman dünyadayken hakkı olanı elde etmek için gayret göstermesi,
ateşe giren mümin kardeşleri için Rableri katında gayret göstermelerinden daha
hafif kalır. Bundan dolayı: ''Rabbimiz! Onlar da bizimle beraber namaz kıları
oruç tutar ve haccederlerdi. Ama onları cehenneme soktun'' derler. Bunun
üzerine Allah onlara: ''O zaman gidin ve tanıdıklarınızı ateşten çıkartın!''
buyurur. Gittiklerinde onları yüzlerinden tanırlar. Zira ateş onların yüzlerine
dokunmaz. Ateş kiminin baldırına, kiminin de topuklarına kadar ulaşmıştır.
Onları alıp çıkardıktan sonra: ''Rabbimiz! Çıkarmamızı istediklerini çıkardık''
derler. Allah: ''Gidin ve kalbinde bir dinar ağırlığında iman bulunanları da
çıkartın!'' buyurur. Sonra: ''Gidin ve kalbinde yarım dinar ağırlığında iman
bulunanları da çıkartın!'' buyurur. Bu şekilde en sonunda: ''Gidin ve kalbinde
zerre kadar iman bulunanları çıkarın'' buyurur.''
Buna inanmayanlar
isterlerse "Allah şüphesiz zerre kadar haksızlık yapmaz. İyilik olursa onu
kat kat arttınr ve yapana büyük ecir verir"[Nisa 40] ayetini okusunlar.
Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} devamında şöyle buyurdu: "Sonra:
''Rabbimiz! Çıkarmamızı emrettiğin kişilerden ateşte kimseyi bırakmadık.
İçeride hayrı bulunan hiç kimse kalmadı'' derler. Bunun üzerine Allah:
''Melekler, peygamberler, müminler şefaat ettiler ve geriye merhamet edenlerin
en merhametlisi kaldı!'' buyurur ve ateşten bir (veya iki) avuç alır. O bir
avuçla ateşin içinde asla iyilikte bulunmamış ve yanmaktan kömüre dönüşmüş bir
topluluk da cehennemden çıkar. Bunları adına ''Hayat SuyU'' denilen suyun
yanına getirilir. üzerlerine bu sudan döküldüğü zaman selin taşıdığı tohum gibi
yeniden biter ve eski bedenlerinden bir inci tanesi gibi çıkarlar. Omuzlarında
Allah'ın onları ateşten azat ettiğine dair mühür olur. Sonra onlara: ''Cennete
girin! İçerde istediğiniz ve gördüğünüz her şey sizindir. Yanımda da onlardan
daha iyisi vardır'' buyurur. Onlar: ''Rabbimiz! Bundan daha iyisi ne olabilir
ki?'' dediklerinde, Allah: ''Benim rızam ki bu rızadan sonra artık asla size
öfkelenmem!'' buyurur. ''
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim,
iman 1/167 (183) ve Hakim (4/582, "Sahih") rivayet ettiler.